Atık yönetimi hane halkından başlıyor
Ege Ekonomik Forum, üçüncü gününde ‘‘Değişim için geri dönüşüm’ başlıklı oturumla devam etti.
Bu yıl 4’üncüsü ‘Dönüşümün İçindeyiz’ teması ile düzenlenen Ege Ekonomik Forumu ilk defa sanal olarak gerçekleştirildi. Forum, üçüncü gününde ‘‘Değişim için geri dönüşüm’ başlıklı oturumla devam etti. Moderatörlüğünü Forum İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Servet Yıldırım’ın yaptığı oturuma; Philip Morris Sabancı Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Güney Altıntaş, SKD Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu ve Yerli Yeşil Yeni Koordinatörü Doç. Dr. Murad Tiryakioğlu konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacılar, atık yönetiminin hane halkından başladığını ve bunun için yerel yönetimlerin yapacakları bilinçlendirme çalışmalarının önemine dikkat çekti.
Döngüsel ekonomi ile ilgili konuların tartışıldığı oturumda konuşan Philip Morris Sabancı Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Güney Altıntaş; 1999 yılından bu yana tesislerinde atık yönetiminin odak noktalarında olduğunu söyledi. Altıntaş, “Sürdürülebilirliği 4 ana başlık altında inceliyoruz. Tüm faaliyet alanlarımızda dijital dönüşüme fayda sağlamaya, operasyonel mükemmelliği sağlamaya, sosyal etkimizi iyileştirmeye, çevresel ayak izimizi azaltmaya çalışıyoruz. Bölgemizin önemli sanayi kuruluşlarından olarak sanayi kuruluşlarına çok fazla sorumluluk düştüğünün farkındayız ve destek olmak istiyoruz. Türkiye’de geliştirdiğimiz çalışmaları dünyaya yayıyoruz. Kendi fabrikamızda 1999’dan beri atık yönetimi odağımızda bulunuyor” diye konuştu.
“Hepimiz bir yerden başlamalıyız”
Atıkların malzeme kaynağına göre ayrı ayrı toplanmasıyla geri dönüşüm oranının daha fazla olacağını ifade eden Altıntaş, “Bunun için eğitimler ve çalışmalar yapıyoruz. Tesisimizde inşaat atıkları hariç oluşan atıkların yüzde 99,9’unun geri dönüşümünü sağlayabiliyoruz. Biz kalabalık bir aileyiz, büyük bir ekosistemin önemli parçasıyız ve tedarik sistemimizde olan herkesi bilinçlendirme çalışmaları düzenliyoruz. Dönüşüm bir anda olmuyor, zorlukları ile birlikte geliyor. Hepimiz bir yerden başlamalıyız” dedi.
“Temel odağımız plastik atık kirliliği”
Plastikle ilgili temel odağımızın plastik atık kirliliği olduğunu ifade eden İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, “Plastiksiz bir hayat düşünemiyoruz. Türkiye için plastik çok önemli bir sektör. Plastik sektörü bizim için olmazsa olmaz. Nasıl inovatif yaklaşabiliriz buna bakmamız gerekiyor. Biz ilk defa bu sene üç dernek bir araya gelerek İş Dünyası Plastik Girişimi’ni kurduk. Plastik değer zincirinin çoklu paydaşlarını bir araya getiriyoruz. İmzacı şirketlerin, plastik kullanımları ile ilgili, 2023 yılına kadar plastik tüketimlerini nasıl azaltacaklarına ilişkin taahhüt vermelerini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye 300 milyon tona yakın plastik üretiyor”
PAGEV’in ‘Plastiğin doğada yeri yok hayatımızda yeri çok’ sloganını vurgulayarak sözlerine başlayan PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Plastik, Kauçuk, Kompozit Sanayi Meclisi Başkanı Yavuz Eroğlu, “Kaynakların verimli kullanılması çok önemlidir. Bilinçsiz tüketim hiçbir şekilde doğru değil. İhtiyaç olmayacak fazla ambalajlama ürün kullanmak yanlış sorunları doğurur. İhtiyacımız olan ürünleri kullandığımızda ise döngüsel ekonomi içerisinde sisteme katacak ve yeni kaynak ihtiyacı olmayacak şekilde değerlendirmek lazım. Türkiye plastik anlamında önemli bir ülkedir. Baktığınızda plastik 1950’lerde bulunmuş yeni bir malzeme. 1950’lerde 1,5 milyon tondu bugün 300 milyon tona yaklaşmış bir üretim. Plastik yaygın olarak kullanılan ve birçok alana giren bir üründür” dedi.
“Atık yönetimi sosyal sorumluluk değil toplumsal zorunluluk”
Türkiye’de plastiğin ham maddesi polimerin yeterli miktarda üretilmediği için dışarıdan geldiğini dile getiren Eroğlu, “Plastik sektöründe büyük bir üretim yapan ülkenin geri dönüşüm için değişimin parçası olması mümkün. Türkiye’nin üretimi büyük bunların ötesinde geri dönüşümdeki potansiyel çok ötededir. PAGEV, sektöre yatırım yapmak isteyenlere de destek oluyor. Yatırım talepleri geldiğinde açık alan olarak yönlendirdiğimiz alan geri dönüşüm. En yüksek getirisi olan kısım geri dönüşüm sektörü. Çevresel olumlu sonuçları ekonomik değerlerle paralel hale getirirsek bunların sahaya yansıması daha etkili olabiliyor. Dünyadaki trend döngüsel ekonomi. Bunların hepsi geri dönüşümü kaçınılma kılıyor. Firmalar için sosyal sorumluluğun ötesinde toplumsal zorunluluk haline geldi” dedi.
“Geri dönüşümü modernleştirmeliyiz”
Sürdürülebilir bir işin her şeyin ötesinde olduğunu söyleyen Eroğlu, “Hayal ettiğimiz şey, kaynağında ayrı toplama denildiği zaman geliştirmek istiyoruz. Yeni kaynak kullanmadan plastik ham maddesi ithal etmeden ekonomik katkısı olabilsin. Türkiye 6 milyon tondan fazla plastik ham maddesi ithalat ediyor. Geri dönüşümle ilgili bir potansiyel var. Şu anda yeteri kadar kaynağında ayrı toplamayı sağlayamıyoruz. Türkiye geri dönüşüm atıklarını vahşi toplama ile topluyor. Kayıt dışı bir sistemde geri dönüşüme götürüyor. Bir ekonomik değere dönüşerek dönüşüyor. Bunun daha modern hale gelmesi de önemli bir nokta. PAGEM olarak sokak toplayıcıları dernekleriyle bu sisteme katkı vermeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Geri dönüşüm çok aktörlü bir süreç”
Sokakta geri dönüşüm ekonomisine katkı sağlayanları onları kayıt altına almanın önemine dikkat çeken Yerli Yeşil Yeni Koordinatörü ve Afyon Kocetepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murad Tiryakioğlu ise, pandemi sürecinin ortaya çıkardığı maske eldiven atık sorununa değindi. Heyecan, direniş ve umutla çaba sarf etmek gerektiğini belirten Tiryakioğlu, “Büyükşehirlerde atık yönetimi daha kolay sağlanabiliyor. Hane halkı sürecinde farkındalığın artırılması için yerel yönetimlerin çalışmaları çok önemli. Geri dönüşüm çok aktörlü bir süreç” dedi.