ÖZEL RÖPORTAJ-DÜRED BAŞKANI DR. MURAT DURAK

ÖZEL RÖPORTAJ-DÜRED BAŞKANI DR. MURAT DURAK

Ülkemizin rüzgar enerjisi potansiyeli oldukça yüksek olup son yıllarda bu potansiyelin kullanımı gittikçe artmaktadır. Ancak denizüstü rüzgar enerjisi ile ilgili henüz bir yatırım bulunmamakta. Yakın zamanda Ankara merkezli kurulan ve ülkemizin denizüstü rüzgar enerji kaynakları alanında mevcut potansiyelini ortaya koymak, denizüstü rüzgar enerji kullanımının oluşmasını sağlamak, mevzuatın oluşturulmasında katkıda bulunmak amacıyla Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği kuruldu. Biz de denizüstü rüzgar enerjisi ile ilgili sorularımızı dernek başkanı Dr. Murat Durak’a sorduk.

Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği’ni hangi amaçları gerçekleştirmek amacıyla kuruldu? Hedefleri nelerdir?

Türkiye’de denizüstü rüzgâr elektrik santrallerinin yatırımlarının yapılması, geliştirilmesi, denizcilik ve enerji sektörünün bir araya getirilmesi, işbirliklerinin koordine edilmesi amacıyla 05 Nisan 2021 tarihinde Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) kurulmuştur. Derneğin merkezi Ankara’dır. İstanbul ve İzmir’de şubeleri açılması hedeflenmektedir. DÜRED olarak hedeflerimiz; denizüstü rüzgâr enerjisi ile ilgili sivil toplum faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek, Kamu Kurumları ve üniversiteleri de aktif olarak dernek faaliyetlerinde kullanarak farkındalık yaratılmasıdır. Ayrıca ülkemizin denizüstü rüzgar enerji kaynakları alanında mevcut potansiyelini ortaya koymak, denizüstü rüzgar enerji kullanımının oluşmasını sağlamak, mevzuatın oluşturulmasında katkıda bulunmak da ana hedeflerdendir.

Ülkemizde denizüstü rüzgar enerjisi potansiyelinin mavi vatan sınırları içerisinde en verimli kullanılacağı alanlar nereleridir? Dünyada denizüstü rüzgar enerjisi kurulu gücü ne kadardır? Denizüstü rüzgar enerjisi potansiyelimiz ne kadardır?

Dünya Bankası’nın Ekim 2019 tarihinde yayınladığı “EXPANDING OFFSHORE WIND TO EMERGING MARKETS” raporuna göre, Türkiye’de açık deniz rüzgâr enerjisi potansiyelinin en fazla olduğu bölge rüzgâr hızlarının 9 m/s’ye ulaşabildiği Ege Bölgesi’nin kuzeybatısında kalan alanladır. Teknik olarak bu bölge 6 GW sabit, 19 GW yüzer olmak üzere toplam 25 GW potansiyele sahiptir. Ege Bölgesi’ni rüzgâr hızlarının 7-8 m/s hızlara ulaşan Marmara ve Karadeniz Bölgeleri takip etmektedir. Bunun dışında batı ve güney kısımlardaki tüm potansiyel sahalarla birlikte Türkiye’nin toplam açık deniz rüzgar potansiyeli 50 metreden daha az derinlikte 18 GW sabit, 50-1.000 metre derinlikte de 57 GW olmak üzere toplamda yaklaşık 75 GW‘tır.

Global Wind Atlas’a göre Türkiye’de açık deniz 100m yükseklikteki ortalama rüzgâr hızları

Denizüstü projelerin hayata geçirilmesinde maliyetler nasıl değişiyor? Karasal rüzgar enerjisi santral yatırım maliyetleri ile karşılaştırabilir misiniz?

Karasal RES projeleri ile kıyaslandığında denizüstü RES’ler daha maliyetli olmakla birlikte; yüksek enerji üretimi bu durumu dengelemektedir. DRES’ler maliyet olarak deniz operasyonları, inşaatları ve servis maliyetleri karasal RES’lere göre farklılık göstermektedir.

Bu projelerin enerji arz güvenliğine katkısı ne olur?

Enerji ihtiyacının üçte ikisinden fazlasını ithalat yoluyla karşılayan Türkiye açısından arz güvenliğinin sağlanması için bütün yerli ve milli kaynakların kullanılması gereklidir. Denizüstü RES potansiyelimiz düşünüldüğünde gerek enerji kaynak çeşitliliği ve gerekse de yenilenebilir kaynak olduğundan dolayı kullanılması elzemdir. Ayrıca ülkemizin denizüstü yapılar konusunda ilerlemesi için bu tip denizüstü yapılar konusunda deneyime ihtiyaç vardır.

Ülkemizde denizüstü rüzgar enerji santralleri için bu zamana kadar bir çalışma yapılmış mıdır? Dünyadaki son durum nedir?

Türkiye’de 2018 yılında 1200MW kapasiteli 80USD/MWh taban fiyatlı ve profesyonelce tasarlanmış bir DRES ihalesi düzenlenmiştir. Ancak şartnameyi alan çok sayıda firma olmasına rağmen ihaleye katılım maalesef olmamıştır.

Bunu sebepleri irdelenmeli ve DRES projelerini hayata geçirmek için daha iyi adımlar atılmalıdır.

1980’lerde yaşanan büyük endüstriyel ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak özellikle Almanya ve Danimarka gibi ülkelerin öncülüğünde rüzgar türbinleri gün geçtikçe gelişerek günümüze gelmiştir. Karaüstünde RT’ler kurulurken Danimarka denizüstüne RT kurmanın çalışmalarını başlatarak 1991 yılında ilk denizüstü rüzgar elektrik santralını (DRES) Vindeby’de o zamanki adıyla Bonus marka 11 adet 450 kW’lık türbinler kullanarak 4.95 MW gücündeki proje ile başlamıştır. İzleyen sayfalarda sunulan veriler, GWEC ve WindEurope’den alınmıştır. 2020 yılında toplam 356 adet DRT montajı yapılarak 2918 MW yeni kapasite eklenmiştir ve Avrupa’da toplam kurulu güç 2020 yılı sonu itibarı ile 25 014 MW olmuştur.

Avrupa Ülkelerinde Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya, ve Portekiz’in DRES projelerine ağırlık verdiği görülmektedir. Hollanda 1493 MW, Belçika 706 MW, İngiltere 483 MW, Almanya 219 MW, ve Portekiz 17 MW yeni kapasiteyi devreye almıştır.

Tablo ile de Avrupa Ülkelerinde 2020 yılı sonu itibarı ile DRES ve DRT sayıları ile kurulu güç değerleri görülmektedir. Toplam DRES kurulu gücünün 25 014 MW’a ulaştığı Avrupa’da İngiltere 10428 MW ile ilk sırayı almaktadır; onu 7698 MW ile Almanya izlemektedir. Avrupa Ülkelerinde önümüzdeki yıllarda DRES projelerine ağırlık verileceği öngörülmektedir.

Bu projelerin hayata geçirilmesi için kanun yapıcılar nasıl bir politika izlemeli? Örneğin, büyük /küçük ölçekli YEKA ihaleleri, Ar-Ge merkezi vb.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Stratejik Planında önümüzdeki yıllarda 10 bin MW olarak açıklanan Türkiye Denizüstü RES yapılacağı bilinmektedir. Bakanlık konu ile ilgili olarak çalışmalara devam etmektedir. Ülkemizde 2 bölgede uygun liman çalışmalarında belirli bir aşama kaydedilmiştir. Önümüzdeki dönemde denizüstü RES ile ilgili yasal altyapı ve ihale süreçleri hızlanacaktır. Dernek olarak birçok kurum ve kuruluşlarla koordineli çalışma planlanmaktadır;

Denizüstü rüzgar enerji santralleri ile karasal santraller arasında teknik anlamda farklar var mıdır? Varsa nelerdir?

Denizüstü rüzgar teknolojisinin 2 ayağı vardır; deniz ve enerji. Ülkemizde her 2 alanda da ilerlemiş bir sanayi ve işgücü bulunmaktadır. Ülkemizin son yıllarda denizcilik sektöründe kayda değer ilerlemesi ve karasal rüzgar enerjisinde edindiği deneyim ve know-how denizüstü rüzgar teknolojisi kullanımının en önemli avantajlarındandır. Konu ile ilgili olarak çalışacak işgücü ve ekipman ülkemizde mevcuttur. Elektromekanik ekipman tedariğinde yerli üretim olanakları karasal türbinler için mevcut olduğundan dolayı bu teknoloji rahatlıkla denizüstü teknolojisine çevrilebilir. Denizüstü rüzgar elektrik santrallarının (DRES) karaüstündeki rüzgar elektrik santrallarına göre bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Genel olarak bu uygulama karaüstü türbinlerine göre ilk kurulum maliyeti açısından dezavantajlı olmasına rağmen denizde rüzgar şiddetinin karaya oranla çok daha fazla ve sürekli olabilmesi açısından uzun vadede daha fazla kar getiren bir yatırım olma özelliğini taşır. Denizüstü rüzgar türbini (DRT) teknolojisinin en büyük avantajları olarak;

  • ·Denizde rüzgarın daha yüksek şiddete olması sebebiyle artan enerji üretimi,
  • ·Rüzgarın sürekliliğinin daha fazla olması ve pürüzsüzlüğün düşük olması,
  • ·Daha düşük türbülans,
  • ·Karada RES yapılan alanların azalması,
  • ·Karadaki RES projelerinde imar sıkıntılarını artması,
  • ·Denizüstünde kamulaştırma bedellerinin olmaması,
  • ·Yaşam alanlarından uzak olduğu için görüntü ve gürültü kirliliğine sebep olmaması,
  • ·Deniz ulaşımının kara ulaşımına kıyasla daha kolay ve ucuz olması sebebiyle ulaştırma maliyetindeki tasarruflar,
  • ·Bölgesel gelişim ve istihdam sağlama,
  • ·Denizsel endüstri ve teknolojilerin gelişerek istihdamın artması.

Denizüstü RES’in temel elemanları incelendiğinde 7 ana sistem görülmektedir. DRES temel elemanları DRT, sualtı kablolama, ünite trafosu, denizüstü şalt sahası, denizaltı enerji nakil hattı, karaüstü enerji nakil hattı ve karaüstü trafo merkezi olarak sınıflandırılabilir.

Denizüstü Rüzgar Türbini (DRT)

DRT’nin temel elemanları olarak kule, nasel, pervane, ünite (step-up) trafosu, kule geçiş parçası (transition piece) ve kule temeli verilebilir. İlerleyen sayfalarda bunlar incelenecektir. Denizüstü RT’ler karaüstü RT’lerden daha büyük boyuttadır. Şekil ile 12 MW kurulu gücünde bir RT’ye ait nasel görülmektedir. Kıyaslama yapılması açısından bir insan naselde görülmektedir.

Denizüstü rüzgar türbini 12 MW naseli.

Denizüstü rüzgar türbin (DRT) temelinin tipi ve tasarımı çok önemlidir, deniz derinliğinin yanında, etkiyen yükler, deniz tabanı karakteristikleri gibi hususlar da dikkate alınmaktadır. Yukarıda sayılan temel sistemleri aşağıda Şekil ile verilmiştir.

Temelin çeşit ve derinlik ilişkisi aşağıdaki Şekil ile verilmiştir.

  • ·Tekil kazıklı temeller (Monopile) – 20 ile 30 m deniz derinliği,
  • ·Grup kazıklı temeller (Tripod) – 30 ile 40 m deniz derinliği,
  • ·Kafes temeller (Jacket) 50 ile 60 m deniz derinliği
  • ·Vakumlu Kova Keson (Suction bucket) – 40-60 m,
  • ·Ağırlık temeller (Gravity base) 30 ile 50 m deniz derinliği,
  • ·Yüzer temeller (Floating)- 1000m ye kadar.

Son olarak rüzgar enerjisi sektörüne iletmek istediğiniz mesajınız nedir?

DÜRED ve sektör, denizüstü RES projelerine enerji arz güvenliğe katkısının yanında stratejik olarak da bakmaktadır. Karasal RES projeleri ile ülkemizin boşta duran dağları ve yerleşime uzak olan bölgelerini ekonomiye kazandırmıştır. Aynı süreç denizlerimiz için de işleyecektir. Artık sadece denizlerimizin altından değil; üstünden de faydalanma olanağını mümkün kılacaktır.

Sektörün bir diğer beklentisi de, kulanılacak ekipman, montaj, nakliye, mühendislik gibi proje bileşenlerinin mümkün mertebe ülkemiz kaynak ve insan gücü tarafından sağlanmasıdır. Bu yolla ülkemiz, diğer ülkelere know-how ve işgücünü ihraç edebilecektir. Halihazırda bunu gerçekleştirebilecek deniz ve enerji sektörü bileşenleri ülkemizde mevcuttur.

31 Mayıs 2021 Haberler , , , ,