Sivil Toplum ve İklim Krizi

Sivil Toplum ve İklim Krizi

Hazal Coşkun – ÇED Genel Sekreteri / Projeler Koordinatörü

Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan ve tüm dünyayı etkisi altına alan iklim krizi konusunda hükümetler, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör yürüttükleri projeler ve programlar ile gereken önlemleri almaya devam ediyor.

Dünyada ve ülkemizde birçok sivil toplum kuruluşu da çalışma alanlarına iklim krizi ile mücadeleyi eklediler ve bu kapsamda ağlar oluşturarak, faaliyetler yürüterek halkı bilinçlendirmeye ve farkındalık yaratmaya devam ediyorlar. Sivil toplum, diğer kurumların yanı sıra halka yakınlık derecesi ve üst kurumlarla halk arasındaki ilişkiyi kurabilen bir yapı olarak, bu mücadelede en büyük etkiyi yaratabilecek mekanizma diyebiliriz. İklim krizi konusunda halkın bilinçlenmesi, STK faaliyetlerine katılım gösterebilmesi, sivil toplum-kamu-özel sektör-üniversite işbirliği ile düzenlenen etkinliklere katılarak farkındalıklarının artması da bu anlamda en fazla etki yaratan mekanizma olduğunu gösteriyor. STK’lar halkın görüşlerini, talep ve isteklerini benimseyen ve bunu bir üst makama iletebilecek kapasitede kuruluşlar. Bu yüzden, çağımızın en büyük sorunlarından biri olan iklim krizi ile mücadele, sivil toplum kuruluşlarının desteği ve çalışmaları ile bir üst seviyeye çıkıyor. Ülkemizde, bu kapsamda düzenlenen etkinlikler, organizasyonlar, yürütülen programlar ile halkın bilinçlendirilmesi, farkındalıklarının arttırılması hedefleniyor.

İklim krizi ile mücadele, uzun ve engebeli bir yol fakat bunu kolaylaştırmak bizim elimizde. Atılması gereken büyük adımları önce küçük adımlar atarak başarabiliriz. Bu yolda sivil toplum çalışmalarının önemi çok büyük. STK-kamu, üniversite ve özel sektör işbirliğinin devam etmesi ve güçlenmesi, bu mücadelenin en önemli adımı. İklim krizi ile mücadelede doğa koruma, enerji verimliliği, atık yönetimi ve yenilenebilir enerji gibi atılabilecek büyük adımlar, bu dört yapının birlikte hareket etmesiyle sağlanıyor. Son dönemde sivil toplum ve kamu kurumlarına yönelik açılan çoğu hibe çağrısı da bu alana hitap ediyor. Bu kapsamda beklenen, STK ve kamu kurumlarının işbirliği içinde hareket ederek kapasite artırımı, bilgilendirme ve farkındalık artırma çalışmaları yapması.

Son yıllarda hep ‘’iklim krizinin insanlığın geleceğini’’ etkilediği söyleniyor fakat kriz çoktan başladı ve etkilerini çok uzun zamandır yaşıyoruz. Bu yüzden, bu kapsamda yapılan çalışmaların artması ve bu anlamda sivil toplumun daha da fazla önünün açılması gerekiyor. Bu dünya bizim ve dünyamızı el ele attığımız adımlarla kurtaracağız. Bunu başarabilmek adına özellikle sivil toplum kuruluşlarına ve paydaşlara çok fazla görev ve sorumluluk düşüyor.

16 Nisan 2020 Basında ÇED , , ,