Türkiye’nin en önemli rüzgar ırmağı üzerinde bulunması ve sahip olduğu lojistik avantajlar İzmir’i yenilenebilir enerji konusunda ülkenin başkenti konumuna yükseltti.

Türkiye’nin en önemli rüzgar ırmağı üzerinde bulunması ve sahip olduğu lojistik avantajlar İzmir’i yenilenebilir enerji konusunda ülkenin başkenti konumuna yükseltti.

Sedat ALP

İZMİR-Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV), 70’ten fazla şirketin katıldığı saha araştırması, Türkiye’nin cari açık kaynaklı ekonomik kırılganlığı ile mücadele edebilmesi için yenilebilir enerji kaynaklarına daha etkin bir biçimde yönelmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Türkiye, 2023 yılındaki elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 30’unu (hidroelektrik dâhil) yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayabilme hedefine ulaşmak için rüzgâr enerjisi kurulu gücünü 2023 yılına kadar 20 GW üzerine çıkarmayı planlıyor. Bu konuda İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi katettiği mesafe ile ülkenin diğer bölgelerine örnek oldu. Ege Bölgesi’nde elde edilen rüzgâr elektriği yılda 2 milyar kWh ile İzmir’in evsel bazlı elektrik enerjisi talebini karşılayabilecek düzeye ulaştı. Bu durum, Ege Bölgesini özellikle de İzmir’i rüzgâr enerjisi sektöründe önemli bir aktör olarak öne çıkarırken, rüzgar enerjisi üretimini 970 MW çıkaran ve toplam 404 MW gücünde de RES inşaatını sürdüren İzmir, rüzgar enerjisi üretiminde ulaştığı bu seviye ile ülkede başrol oyuncusu olmayı başardı.

İzmir sınırları içinde rüzgar enerjisinden üretilen elektrik miktarı yaklaşık 970 MW’a ulaşırken, inşaat halindeki RES’lerin toplam gücü ise 404 MW.

Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ön fizibilite çalışmaları sonucu İzmir için ortaya çıkarılan harita incelendiğinde, özellikle İzmir’in kuzey kesimlerindeki Çeşme, Urla ve Karaburun’da toplam 11 bin 854 MW gücünde rüzgar enerjisi potansiyeli bulunuyor. Kentin şu an kurulu gücü ise 970 MW ile potansiyelin yaklaşık 8’ini oluşturuyor. Yıl sonunda devreye girmesi beklenen 404 MW ile toplam potansiyelin yaklaşık yüzde 10’una ulaşılması planlanıyor.

Yatırımcılar İzmir’i tercih ediyor

Türkiye’de lisans verilen RES projelerinin illere göre dağılımına bakıldığında da, toplam kabul edilen proje sayısı bakımından İzmir’in liderliği göze çarpıyor. Türkiye’nin ilk büyük güçlü rüzgâr türbinleri, 1998’de Çeşme’de kurulurken, aynı zamanda Türkiye’nin ilk rüzgâr türbini kanat fabrikası da 2002’de yine İzmir’de üretime başladı. Bu tesis 9 yıldır çeşitli güçlerde kanat üreterek, yüzlerce kişiye istihdam sağlamayı sürdürüyor. 2008’de ikinci kanat fabrikası ve 2011’de çelik kule imalatı fabrikası kentte kurulurken, 2016’da da dünyanın en büyük kanat üreticilerinden Danimarkalı LM Wind Power firması kanat üretim tesisinin yapımına başladı. Tüm değerlendirmeler dikkate alındığında, İzmir’in rüzgâr enerjisi sektöründe Türkiye’nin başrol oyuncusu olduğunu söylemek mümkün.
Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı, İzmir’in bu alandaki gelişmesini, sahip olduğu güçlü rüzgar potansiyeline ve lojistik avantajları sayesinde ulaşabildiği geniş hinterlandına bağlıyor. Türkiye’nin, elektrik üretimi sağlayacak güçte rüzgar potansiyeli olan sadece 3 rüzgar ırmağına sahip olduğunu ve bunlardan birinin İstanbul’dan başlayarak, Balıkesir, İzmir üzerinden Bodrum’a uzandığını kaydeden Şallı, “RES’lerin mutlaka bu ırmaklar üzerinde kurulması gerekiyor. Enerji İşleri Etüd Dairesi verilerine göre İzmir’de daha çok Çeşme, Karaburun ve Urla olmak üzere, 12 bin MW rüzgar enerjisi potansiyeli var. Bu avantajının yanı sıra liman şehri olan İzmir’in hinterlandı çok geniş. Anadolu’nun genelinde kurulacak RES’ler için ithal edilen rüzgar türbini ve kanatlarının tamamı bu kentten tüm ülkeye gönderiliyor. Türkiye’de yatırım yapan firmalar da İzmir’i tercih ediyor. Son olarak Danimarkalı bir yatırımcı Bergama’da yatırım yaptı. İzmir RES için tam anlamıyla bir cazibe merkezi oldu” dedi.

İzmir’e yenilenebilir enerji eğitimi verecek meslek lisesi lazım

Çevreci Enerji Derneği olarak İzmir’e Yenilenebilir Enerji Meslek Lisesi kurulmasını istediklerini, bu talepleriyle ilgili yasal girişimlere başladıklarını belirten Tolga Şallı, “ İzmir endüsriyel rüzgar potansiyelini iyi kullanıyor ve gelecekte de kullanmaya devam edecek. Kentin bu alanda ihtiyaç duyacağı kalifiye elemanların şimdiden eğitilmesi gerekiyor. Türkiye’de yenilenebilir enerji konusunda eğitim veren bir meslek lisesi bulunmuyor. Biz ilk adımı atarak İzmir’e bu okulun açılması için girişimlere başladık. Bu okulda rüzgar ve güneş enerjisi konusunun teknik ve hukuki boyutuna ilişkin eğitim verilecek. Santrallerin kurulması için gerekli hukuki ve idari süreçler, türbin nasıl inşa edilir, panel nasıl kurulu gibi konularda eğitimli elemanları sektöre yetiştirecek” dedi.

Ortalama 7 m/s’nin üzerindeki rüzgar hızında rüzgar türbini yatırımları yapılabiliyor. İzmir’in ilçeleri incelendiğinde; Aliağa, Bornova, Bayındır, Bergama, Beydağ, Çeşme, Çiğli, Dikili, Foça, Güzelbahçe, Karaburun, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Menderes, Menemen, Narlıdere, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı ve Urla rüzgâr enerjisi potansiyeli açısından oldukça iyi potansiyele sahip. Bu ilçelerin belirli bölümlerinde 50 metre yükseklikte yıllık ortalama rüzgâr hızları 6-8 m/s aralığında değişiyor. Kaynak 

27 Nisan 2019 Basında ÇED , , , ,