Yenilenebilir Enerji Sektöründe Kurumsal Sosyal Sorumluluk

Yenilenebilir Enerji Sektöründe Kurumsal Sosyal Sorumluluk

Son yıllarda piyasaların küreselleşmesi ve daha rekabetçi hale gelmesiyle birlikte kurumsal sosyal sorumluluk (KSS), hem uygulamada hem de yapılan akademik çalışmalarda artan oranda ilgi gören önemli kavramlardan birisi olmuştur. Araştırmacılar tarafından ilk olarak 1950’li yıllarda ele alınan KSS (Carroll, 1999), daha sonrasında önceki araştırmalara dayanarak ekonomik, yasal, etik ve filantropik olmak üzere dört sınıfta incelenmeye başlanmıştır. Bu inceleme hala literatürde KSS’yi tanımlamak üzere kullanılan en yaygın çalışmadır.

En genel anlamda KSS, organizasyonların toplum ve çevre yararına olabilecek şekilde birtakım uygulamaları ticari operasyonlarına entegre ettikleri bir yönetim kavramı olarak tanımlanabilir. Birçok araştırmacıya göre günümüzde KSS yaklaşımı esasen yüksek standartları korumak ve toplumdan alınmış olunanı topluma geri kazandırmak ile ilgilidir. Diğer bir yandan KSS, bir organizasyonun gönüllü olarak sorumluluk alması anlamına geldiğinden bu anlamda toplumsal talepleri karşılama amacı gütmektedir. KSS, bir organizasyonun gelirlerinin bir kısmının hayır kurumlarına bağışlanmasından, çalışan gönüllülüğü teşviklerine ve “daha yeşil” işletme uygulamalarının gerçekleştirilmesine kadar oldukça geniş sayılabilecek organizasyon faaliyet ve uygulamalarını kapsamaktadır.

Günümüzde organizasyonlar itibarlarını, müşteri memnuniyetini, satışlarını ve karlılıklarını artırmak için KSS’ye yatırım yapmaktadır. Yine, KSS’yi işletme modellerinin ayrılmaz bir parçası yapan organizasyonların sosyal sorumluluğa dair aktivitelere önem vermeyen organizasyonlara göre risk yönetiminde de daha iyi oldukları araştırmalar sonucunda söylenebilmektedir. Ancak organizasyonların sosyal sorumluluk faaliyet ve uygulamaları organizasyonlara uzun dönemde fayda sağlamaktadır. Uygulamada bazı organizasyonlar kendi içlerinde KSS hedefleri belirlemekte, KSS departmanı ve çalışan pozisyonları oluşturmakta, KSS faaliyetleri hakkında düzenli raporlar yayınlamaktadır.

Son yıllarda Kyoto Protokolleri’nden Kopenhag Anlaşması’na ve dahası Paris Anlaşması’na göre, kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) kavramı yenilenebilir enerji sektöründe de çok ilgi görmeye başlamıştır. Sosyal sorumluluk kavramının geliştirmesi yenilenebilir enerji sektöründe devlet müdahalesi olmaksızın yürütülebilmektedir. Konsept, Avrupa Birliği’nde (AB) özel bir öneme sahiptir. Avrupa Komisyonu’na göre KSS kavramı organizasyonların toplum yararına olacak şekilde gönüllü sorumlulukları olarak tanımlamaktadır.

İnsan tarafından gerçekleştirilen faaliyetler iklimimizi etkileyen en önemli faktördür. Bu durum Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC, 2007) tarafından onaylanmıştır. Yapılan bilimsel çalışmalara göre mevcut sera gazı emisyon oranları bu şekilde devam ederse dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığının 2036 yılına kadar 2 °C kadar artabileceğini söylemek mümkündür. Karbondioksit en başlıca sayılabilecek sera gazlarındandır (GHG). Enerji kullanımından kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının azaltılması üç şekilde yapılabilir: enerji verimliliği, yenilenebilir enerji (RE) ve karbondioksitin jeolojik depolanması şeklindedir. Bununla birlikte, yenilenebilir enerji teknolojilerinin zamanla gelişmesi ve yenilenebilir enerjinin fosil yakıta iyi bir alternatif olması bakımından yenilenebilir enerji oldukça makul bir seçenektir  (Clift, 2007 and Sims, 2004). Dünya, artan enerji talebi sorununu ve çevre ile ilgili sorunları çözmeye yardımcı olmanın yollarından biri olarak yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya doğru ilerlemektedir. Bunun sonucu olarak da yakın bir gelecekte olmasa bile alternatif enerji kaynaklarının fosil yakıtları geride bırakması beklenmektedir.

Bir ülkede yenilenebilir enerji sektörüne yapılacak yatırım o ülkede çok çeşitli sosyo-ekonomik faydalar sağlar, bölgesel ve kırsal kalkınmayı geliştirir, iş imkanları sunar ve dahası enerji arzının çeşitlendirilmesine katkıda bulunur. Aslında yenilenebilir enerji sektörüne yapılacak yatırımın başlı başına bile bir KSS projesi olabileceğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte, diğer sektörlerde olduğu gibi yenilenebilir enerji sektöründe de işletmelerin sosyal sorumluluk uygulamalarına önem vermesinin bu işletmelere uzun dönemde çeşitli katkılar sağlayacağı hiç şüphesizdir.

İlayda TOKSOY

Avukat, MBA

 

References

 

[1] Carroll, A. B. (1999). Corporate social responsibility: Evolution of a definitional construct. Business and Society, 38(3), 268–295.

 

[2] Clift, R. (2007), “Climate change and energy policy: the importance of sustainability arguments”, Energy, Vol. 32, pp. 262-8.

[3] Mezher, T., Tabbara, S., & Al‐Hosany, N. (2010). An overview of CSR in the Renewable Energy Sector. Management of Environmental Quality: An International Journal, 21(6), 744–760. https://doi.org/10.1108/14777831011077619

[4] Sims, R.E.H. (2004), “Renewable energy: a response to climate change”, Solar Energy, Vol. 76, pp. 9-17.

[5] Strielkowski, W., Tarkhanova, E., Baburina, N., & Streimikis, J. (2021). Corporate Social Responsibility and the renewable energy development in the Baltic States. Sustainability, 13(17), 9860. https://doi.org/10.3390/su13179860

[6] Zerta, M., Schmidt, P.R., Stiller, C. and Landinger, H. (2008), “Alternative world energy outlook (AWEO) and the role of hydrogen in a changing energy landscape”, International Journal of Hydrogen Energy, Vol. 33, pp. 3021-5.

18 Nisan 2022 Haberler ,