KARBON PİYASASI’’EMİSYON TİCARETİ’’

KARBON PİYASASI’’EMİSYON TİCARETİ’’

Av. Arsin DEMİR

Av. Arsin DEMİR

Karbon kavram olarak Latince kömür anlamına gelen carbonem kelimesinden gelmektedir. Sanayi devrimi sonrası dünya ekonomisinin büyümesi, elektrik üretiminde ve ulaşımda yoğun fosil yakıt kullanımı, ormansızlaştırma, köyden  kente göç nedeniyle kent nüfusunun aşırı artması, çarpık ve plansız kentleşme atmosfere salınan sera gazlarını arttırmıştır.

Sera gazı salımlarının artmasıyla iklim krizi de etkilerini ağır bir şekilde göstermektedir. Türkiye her yıl yaklaşık 500 milyon ton sera gazı salmaktadır ve sera gazı salımı kişi başına 7 ton civarındadır. Bu oranla Türkiye, dünyanın yıllık salınımının yaklaşık olarak %1’ini meydana getirmektedir. Sera gazı salınımının yaklaşık üçte biri kömür kaynaklıdır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 13 Nisan 2018’de paylaşılan verilere göre Türkiye’nin 2016 yılı toplam sera gazı emisyon miktarının 1990 yılına göre %135,4’lük bir artış göstererek toplam 496,1 Mt CO2 eşdeğerdir.

Çevrenin korunması ve sera gazı, karbon azaltımı konusunda uluslararası anlaşmalar yapılmıştır. Özellikle Kyoto Protokolü’nden sonra gündeme gelen ve son yıllarda giderek yaygınlaşan bir piyasa bulunmaktadır. Karbon Piyasası veya Emisyon Ticareti adı verilen bu sistem ülkemizde de ilgi görmeye başlamıştır.

ULUSLARARASI ANLAŞMALAR

Kyoto protokolüne göre; Atmosfere salınan sera gazı miktarı %5’e çekilecek, endüstriden, motorlu taşıtlardan, ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek, daha az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol alma, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini endüstriye yerleştirme sağlanacak, ulaşımda, çöp depolamada çevrecilik temel ilke olacak ve karbon salımını azaltacak bir çok konu yer almaktadır. Karbon ticareti Kyoto Protokolü kapsamında öngörülen, esneklik düzenleri olarak adlandırılan üç mekanizmadan biridir.

Paris İklim Sözleşmesi 6. Maddesi ile ülkeler, en az maliyetle ülkelerini karbonsuzlaştırmaya yardımcı olacak yeni bir küresel karbon piyasası sistemi inşa etme konusunda hemfikir oldular.” Madde 6.4’te “ dünyanın herhangi bir yerinde, ülkeler ve özel sektör için emisyon azaltımı ticaretine yönelik merkezi bir yönetim sistemi yaratıyor. Sürdürülebilir Kalkınma Mekanizması (SDM) olarak bilinen bu sistemin, Kyoto Protokolü kapsamında kurulan Temiz Kalkınma Mekanizması’nın (CDM) yerini alması gerekiyor.” Madde 6.8’de ise “piyasa mekanizmaları dışındaki emisyon azaltımlarında, maddi destek gibi, ülkeler arası işbirliğini mümkün kılan çerçeveyi geliştiriyor.” İfadeleri geçmektedir.

Avrupa Birliği (AB), 2019 yılının Kasım ayında iklim krizi ile ilgili hassasiyetini bir adım ileri taşıyarak, birliğin çevre ve sürdürülebilirlik konularında kesin ve iddialı adımlar atacağının bir taahhüdü niteliğinde bir inisiyatifler paketi sunmuştur: Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda; “İklim eylemine yönelik ekonomik teşvikler yaratmanın kilit bir aracı olarak uluslararası karbon piyasalarını geliştirmek için küresel paydaşlarla birlikte çalışmaktadır.” ifadesi kullanılmıştır.

ÜLKEMİZDEKİ MEVZUAT

Ülke mevzuatımıza baktığımızda; 09.10.2013 tarihli ve 28790 sayılı resmi gazetede yayımlanan “Gönüllü Karbon Piyasası Proje Kayıt Tebliği” bulunmaktadır. Bu tebliğin amacı;  sera gazı emisyon azaltımı sağlayan ve karbon sertifikası elde etmek amacıyla geliştirilen projelerin kayıt altına alınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Tebliğ, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci ve 8 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine, Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Montreal Protokolüne ve Ozon Tabakasının Korunmasına Dair Viyana Sözleşmesine dayandırılmıştır.

Yine 17.05.2014 tarih ve 29003 sayılı resmi gazetede yayımlanan “Sera Gazı Emisyonlarının takibi Hakkında Yönetmelik” ve 22.07.2014 tarih ve 29068 sayılı resmi gazetede yayımlanan “Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi ve Raporlanması Hakkında Tebliğ” yer almaktadır.

KARBON PİYASASININ İŞLEYİŞİ

Karbon ticareti, “emisyon ticareti” olarak da adlandırılmaktadır. Bu ticaret sistemi, basit bir mekanizmadır. Bu sistem firmalara belirlenen emisyon azaltımı hedeflerine hızla ulaşmak için, düşük maliyetli bir pazar çerçevesinde karbon ticareti yapmalarını sağlayan bir sistemdir. Bu sisteme göre, sera gazı emisyonunu belirlenen hedeften daha fazla azaltan bir şirket ya da ülke, gerçekleştirdiği bu ek indirimi başka bir şirkete veya ülkeye satabilmektedir.

Gönüllü olarak yürütülen karbon piyasası son yıllarda ülkemizde giderek ilgi görmeye başlamıştır. Gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyon hedeflerine ulaşabilmek için, diğer ülke veya şirketlerin emisyon salım haklarını satın alabilmelerine olanak sağlamaktadır. Üretim kotasını aşan her hangi bir ülke veya üretici daha az emisyon sağlayan ülke veya üreticiden karbon kotası alabilmektedir.

Bu sistem ile herhangi bir bölgede mevcut olan sera gazı kirliliğini diğer bir bölgede sera gazı azaltımı ile dengelenmiş olur. Örneğin; bir firma elektrik kullanımı ve iş seyahatleri nedeni ile 100 ton karbon emisyonuna neden oluyorsa, karbon negatif etkisini sıfırlamak (karbon nötr) için 100 ton karbon kredisi satın alarak bu etkiyi dengeleyebilir.

Kendisi için belirlenen seviyeyi aşması durumunda, işletme emisyon seviyesini azaltmak amacıyla temiz teknolojilere yatırım yapabiliyor ya da kendi sınırının üzerinde kalan emisyon miktarı kadar piyasadan sertifika satın alabiliyor. Emisyon azaltım maliyetinin emisyon sertifikalarının piyasa değerinden yüksek olduğu durumda işletme piyasadan sertifika yani kirletme hakkı satın almayı tercih ediyor. Böylelikle sera gazı emisyonlarının azaltılması için işletmenin en ucuz maliyetli seçimi yapması sağlanıyor. Öte yandan emisyon azaltım taahhüdünün ötesinde azaltım sağlayan işletme ise sahip olduğu fazla emisyon hakkını satarak gelir elde ediyor ve sera gazı azaltım maliyetlerini düşürüyor.

Ulusal yükümlülüklerden bağımsız olarak kişilerin, kurum ve kuruluşların, işletmelerin, sivil toplum örgütlerinin belirli standartlar çerçevesinde geliştirdikleri sera gazı azaltım projelerinden elde ettikleri sertifikaların satışlarının tezgah üstü piyasalarda gerçekleştirildiği gönüllü piyasalar da bulunuyor. Karbon borsalarında AB emisyon izni (EUA), sertifikalandırılmış emisyon azaltım kredisi (CER), karbon finansal enstrümanı (CFI), emisyon izni ve kredi türevleri olmak üzere farklı finansal ürünler işlem görebiliyor (Çelikkol & Özkan, 2011).

Küresel karbon piyasasının değerinin 2005 yılında 10 milyar dolar iken 2018 yılında 144 milyar dolara ulaşmıştır. Bu değerin önemli bir kısmını Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemine ait izin ve krediler oluşturuyor. Bugün dünyanın en büyük zorunlu karbon piyasası olan ve 31 ülkeden 11 binin üzerinde işletmenin dahil olduğu sistemin 2014 yılındaki toplam işlem hacminin 8,33 milyar ton CO2 karşılığında 47 milyar Euro olduğu belirtiliyor (EU, 2020). Avrupa Enerji Borsası (EEX),  NordPool Borsası, Avrupa İklim Borsası (ECX),  Çin Emisyon Sistemi, Chicago İklim Borsası, Bluenext, Climex ve Asya Karbon Global karbon ticareti yapılan diğer aktif piyasalar. Karbon piyasalarında fiyat, arz edilen karbon hisselerinin çokluğu ile belirleniyor ve her piyasa farklı endekse sahip olabiliyor. Zorunlu piyasalarda bu değer ton başına 20 Euro seviyesinde seyretmekte (Yılmaz, 2019).

Ülkemizin gönüllü piyasalarda oldukça etkin olduğu görüyoruz. 2015 yılında gönüllü karbon piyasasında en çok projeye ev sahipliği yapan üçüncü ülke konumuna yükselen ülkemiz, bugün küresel piyasada önemli bir yer edinmiş durumda. Çevresel ve sosyal sorumluluk prensibine göre işletmeler veya kurumlarca yürütülen projelerden elde edilen çok sayıda gönüllü azaltım sertifikası  piyasalarda işlem görmekte (Gürbüz, Karataş & Bekçi, 2019). 2007-2015 döneminde ülkemize ait sertifikalarla 35 milyon ton CO2 işlem görmüş olup piyasa değeri 200 milyon dolar olan bu işlemler Avrupa’daki toplam pazar hacminin yaklaşık %70’ini oluşturuyor. Gold Standart ve Verified Carbon Standart olmak üzere iki farklı standartta gerçekleştirilen projelerin büyük çoğunluğu rüzgar ve hidroelektrik enerji santralleri ile katı atık depolama sahası biyogaz tesislerini kapsıyor (EBRD, 2020).

Ülkemizde emisyon ticaret sisteminin kurulması  ve zorunlu piyasaya geçiş altyapısının oluşturulmasına yönelik hazırlık çalışmaları devam etmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Dünya Bankası ortaklığında gerçekleştirilen ve karbon piyasalarına geçiş sürecinin tüm kademelerinin ele alındığı Karbon Piyasasına Hazırlık Ortaklığı Projesi’nin bu alanda yapılan en kapsamlı çalışma olduğunu görmekteyiz (PMR, 2020).

İhracat gerçekleştiren ticari işletmelerin gecikmeksizin karbon azaltma veya karbon azaltım sertifikası işlemlerine başlaması gerekmektedir. Yakın gelecekte karbon sertifikası almayan/alamayan şirketlerin uluslararası ticaret işlemlerinde problem yaşayacakları öngörülmektedir.

Av. Arsin DEMİR

Çevreci Enerji Derneği Hukuk Müşaviri

Kaynakça

12 Aralık 2020 Haberler , , , , , , , , ,